24 Temmuz 2010 Cumartesi
TED Video of Elif Shafak on The Politics of Fiction
26 Ekim 2009 Pazartesi
Would you mind supporting me by giving me a minute?
I have news for you:
I am standing as a candidate for One Young World to represent Turkey. It's a platform where I can represent my generation and my country on some of the greatest challenges ahead. More info here
Would you mind helping me become a delegate by voting for me?
Here's what you can do:1. Most importantly, soon you should see my video in the YouTube Channel for One Young World. Click on "Vote" on top of the page and vote for my video by clicking on the green "Thumbs up" button. It's not on that page yet but should be there tomorrow I suppose. This is the most important one as if I get enough votes until November 1st, 2009, I may be able to attend the conference fully-funded by YouTube (one of the sponsors of the conference)!
Here's the link to the YouTube Channel: http://www.youtube.com/user/OneYoungWorld
2. Follow this link and vote for me: http://bit.ly/Yunus_OYW. It's a link to a trustworthy Facebook application so if it asks you to give it the rights to access your profile, just accept it.
3. Follow this link and comment on, rate or favourite my video: http://www.youtube.com/watch?v=8RrU6NPK2NQ (below is the embedded version)
Thanks for all the support!
6 Nisan 2009 Pazartesi
The most inspiring part of Barack Obama's speech in Turkish Grand National Assembly
"I know there are those who like to debate Turkey’s future. They see your country at the crossroads of continents, and touched by the currents of history. They know that this has been a place where civilizations meet, and different peoples mingle. And they wonder whether you will be pulled in one direction or another.
Here is what they don’t understand: Turkey’s greatness lies in your ability to be at the center of things. This is not where East and West divide – it is where they come together. In the beauty of your culture. In the richness of your history. In the strength of your democracy. In your hopes for tomorrow."
He definitely has a point. Personally, I don't find the "Bridge" metaphor that is given to our country by many people satisfying enough. I think we should consider ourselves as the "Center" between the West and the East with a growing economy, a peacemaker role in the region, and a real democracy.
4 Şubat 2009 Çarşamba
"Kayıtlardaki sürpriz... Davos bandını yeniden izleyince"
İyi okumalar...
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr//Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1054861&AuthorID=75&Date=03.02.2009&b=Davos%20bandini%20yeniden%20izleyince...&a=Can%20DundarKayıtlardaki sürpriz... Davos bandını yeniden izleyince
3 Şubat Salı 2009Televizyonda tartışma programı yöneten biri olarak, farklı görüşten konuklara adil davranma zorunluluğunu ve ateşli bir tartışmada eşit süre ilkesine sadık kalmanın zorluğunu iyi biliyorum.
Bu gözle, Gazze oturumunu Davos’un resmi sitesinden bir kez daha, dikkatle izledim.Gözlemlerimi aktarayım:
Planlı bir çıkıştı
1) Paneli Türkiye istemiş. Erdoğan’ın hem dünyaya hem de “içeriye” yönelik bir çıkışı önceden planladığı anlaşılıyor.
2) Oturumu, Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Schwab’ın yönetmesi planlanmış. İki gün önce Ignatius adı ortaya çıkmış. Türkiye itiraz etmiş, ama üstelememiş. Erdoğan’ın ilk hatası, hakkaniyetinden emin olmadığı bir moderatörle yola çıkması...
3) İkinci hata; süre... Böyle netameli bir konu ve önemli konuklar için 1 saat, çok az...
4) Genelde âdet, konukları ilk turda kısa konuşturmak, ikinci turda birbirlerini yanıtlamaları için yeniden söz vermektir. Moderatör öyle yapmadı; ilk turda uzun konuşmalarına fırsat verdi; tartışmaya zaman bırakmadı.
Süre hesabı yanlış
5) Erdoğan, moderatörü haşlarken “Peres 25 dakika konuştu, ben 12 dakika konuştum” demişti.
Kronometreyle ölçtüm. Durum şu:
Ban Ki-moon 7 dakika 20 saniye konuşmuş.
Erdoğan 16 dakika konuşmuş.
Amr Musa 12 dakika 45 saniye konuşmuş.
Peres 21 dakika konuşmuş.
Yani Erdoğan kendi konuşma süresini olduğundan 4 dakika az, Peres’inkini ise olduğundan 4 dakika çok söylüyor.
8 tane “One minute”
6) Peres’in kendisini eleştiren diğer 3 konuşmacıya birden cevap vermeye çalıştığı düşünülürse bu süre adil sayılır.
7) Oturum tam 1 saatte tamamlanıyor. Moderatör, “Bu tartışma gece boyu sürebilir” diyerek kapatırken, Erdoğan söz isteyince, koluna dokunarak (evet, ilk o dokunuyor) engellemeye çalışıyor. Bunun üzerine Erdoğan da onun kolunu tutarak “one minute”lere başlıyor. Ve 8 kez (saydım; tam sekiz kez) “Bir dakika” diyerek söz istiyor.
8) Ama “1 dakika”da kalmıyor. 1.5 dakika konuşup önündeki kâğıtları açınca, moderatör “Süremiz doldu” diye uyarıyor. “Sözümü kesmeyin” diyor
Erdoğan ve 2 dakikayı buluyor. Ignatius’un eli o zaman omuza konuyor. Erdoğan bu kez ona patlıyor. Ve 3 dakika sonunda duruyor.
Tercümedeki eksik
9) Gelelim asıl sürprize:
Bandı İngilizce izleyince simültane tercümanın belki telaştan, belki diplomatik bir skandala engel olmak için bazı sert sözleri atladığı ya da dozunu düşürdüğü anlaşılıyor.
Mesela Erdoğan Peres’e, “Sesin yüksek çıkıyor. Sesinin çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisiyledir” diyor. Çeviri şöyle:
“Çok güçlü bir sesiniz var. Belki de kendinizi biraz suçlu hissettiğinizden sesiniz güçlü çıkıyor.”
Erdoğan’ın “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözü tercüme edilmemiş.
“Benim için Davos bitmiştir” sözü de...
Dolayısıyla, Peres ve Türkçe bilmeyen dünya, Erdoğan’ın diklenişini bizimle aynı dozda hissetmemiş.
10) Son bir gözlem:
Erdoğan paneli terk ederken Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa onu ayakta tebrik ediyor, sonra da peşinden gitmeye teşebbüs ediyor. Tam gidecekken BM Genel Sekreteri’nin “Gel otur” işaretiyle koltuğuna dönüyor.
Futboldaki gibi, bazı pozisyonlarda kimin kime faul yaptığı, hakemin nerede şaştığı, bandı başa sarıp yeniden izleyince daha iyi anlaşılıyor.