9 Eylül 2008 Salı

Isim (ve Kanada'nin genel hava durumu :) )

Siz degerli okuyucularimi sikmamak adina mail ve chat formatinda, copy-paste-ve-azicik-edit tabanli, "burda yazilmisi var" tadinda gonderilerim devam ediyor.

Bakalim sevgili Babama buranin havalarini ve Alcatel-Lucent'teki isimi nasil anlatmisim...
--
Sevgili Babam,

Havalar su an sonbahar moduna girmis bulunuyor. Geldigim zamanki gibi insanlar kolsuzlarla ve sortlarla dolasmiyor artik... Usutucu bir soguk baslamadi ama yagmurlar filan basladi yavastan :) Tabi dedigin gibi bu havadir sagi solu belli olmaz babam :) Merak etme ama oglun her zaman tedarikli ;)

Babam ya bu Cuma evden calisma olayi bizim departmana ozgu bir sey. Simdi su sekilde oluyor: Ben aslinda Alcatel-Lucent Kanada'dayim fiziksel olarak ama biz global bir projede calisiyoruz. O yuzden surekli telekonferanslar fln oluyor. Her Sali sabah 7de iste olacagim mesela bundan sonra, telekonferansimiz oluyor cunku (bu sabah oldugu gibi). Bu arada sabah 7'de iste olmak 5'te uyanmak demek oluyor :) Tabi o sirada Avusturalya'da aksam saat 20:00 :) Durum boyle olunca her Sali hepimiz farkli kitalardan 20 kusur kisi olarak kendimize gore gunun farkli saatlerinde, ama aslinda ayni anda, toplantiya girmis oluyoruz :)

Tam olarak ne uzerine calistigimizi sorarsan, butun dunyadaki Alcatel-Lucent'lerin Insan Kaynaklari departmanlarinda ayni bilgisayar yaziliminin kullanilmasini saglamaya calisiyoruz.

Isimiz boyle bir sey oldugu icin 1 bilgisayar 1 telefon 1 internetin oldugu her yer ofis olabiliyor. Tabi benim evim icin bu 3 gerekliligin 2'si henuz yerinde olmadigi icin bu durum benim icin gecerli sayilmaz henuz :)

Yemek durumlari

Kanada'ya (biraz macerali da olsa) sag salim vardigimi duyanlarin, hemen arkasindan sikca sordugu sorularin basinda yemek konusu geliyor. Konuyla ilgili unlu viyolaci Beste Tiknaz benimle online bir roportaj gerceklestirdi. Iste alintilar :)
--
ben: yemek konusunu
guzel bi sekilde hallediyorum
biraz disarda yedim ilk zamanlar
simdi evde sistemimiz yavastan oturmaya basladi
dun temizlik yaptik arkadasla
artik ev agirlikli yicem
mikrodalga kullanarak basladim :)
turk kahvaltisi yapiyorum
bu sabah 5te kalkip 6da evden cikana kadar araya sikistirdim bi tane
konserve yiyorum


bestetiknaz: mikrodalga basta cok kurtarıyo tabii ama cok deva etme bayaa sağlıksız
16:49 ben: bi de bizim isyerinde her tarafta mikrodalga var
evet onun da farkindayim
o yuzden
WalMart'tan
8 parca tencere seti aldim
bestetiknaz: super
bestetiknaz: yunuscum diyodumki
konserve barbunya nohut fasulye al
onlar cabuk pipyo
pişiyo
ben: evet aldim
hatta dun yedim
bestetiknaz: yalnız onları once yıkıycan
ben: pisirmeden de yeniyo ya onlar :)
bestetiknaz: oylede
eğer once yıkar
ben: ogrenci usulu :D
bestetiknaz: sonra tencereye koyup yağ salça pişirisen baya bildiğin ev yemeği oluyo
neyse yunuscum
ben: hmm yag salca evet bunlardan almaliyim :)
tesekkurler

bestetiknaz: senin iyi keyfinin yerinde olmasına cok sevindim
baharatda guzel oluyo
:)
ben: hmm evet
bi de makarnali salata aldim 1 kusur kilo
cok ucuzdu :)
16:55 ye ye bitmio valla
guzel ama kolay oluo tadi da guzel

bestetiknaz: ben senide cok tutmiim de sen aslıyla konus
ben: ha bi de noodle yedim gecende tabii ki :)
bestetiknaz: onu ben bilmem ben makrnacı dilim bilirsin
16:56 ben: o makarna diil noodle!!
:)
16:57 bestetiknaz: ok
ben: :)
bestetiknaz: :p
ben: bestecim bu konustuklarimizin yemekli ilgli olan kisimlarini
bloguma koymak istiyorum
musaadenle

16:58 bestetiknaz: kendine iyi bk canım benim
ben: istersen adini cikarabilirim :)
bestetiknaz: koytabi koy
hatta bi tip daha
pilav tencereleri var gordunmu onları
ben: evet evet soyle butun dunya duysun :)
bestetiknaz: boyle pirinci suyu koyuyosun 10 dakka da makina pilavı
işte onu ordakiler bilmiyo..içine bizim usul az yağ karbiber tuzda koy
17:00 bak konserveleri pişirirken istersen az bi soğan...biraz sarımsak...oy oy oy
bestetiknaz: yemek yapasım geldi yawww
ben: oooy ooyy :P
bestetiknaz: yani seversen al
17:01 bide barillanın içi bişeyli li tortellinileri vardır
onlarda hemen pişer
17:02 ben: evet valla paraya kiyip barilla spagetti aldim birileri duysun
bestetiknaz: onu pişrirken tamamını su koyma az da sut eklersen, sutu krema gibi oluyo ustunede parmesan
ben: :)
offf

17:03 bestetiknaz: neyse bu aksam bu kadar yemek tarifi yeter biraz da yarına kalsın
opuyorum canım benim
ben: valla bestecim internete cikacagini duyunca birden asci damarin tuttu galiba :P
hahahaha

bestetiknaz: dur daa kek kurabiye tariflerim war :)
ben: AHAHAHAHAH
bestetiknaz: ama arkası yarı olsun
ben: :D :D
tamamdir :D

bestetiknaz: take care
miss you
ciaooooo

Kanada'ya varis hikayem

Not: Asagidaki gonderi bir yakinima yazilmis bir e-mail baz alinarak yazilmistir. Ilgili kisi konudan haberdardir :)
Not2: Artik isyerimden internete girebiliyorum. Yani nispeten daha cok iletisim kurabilecegim dunyayla. Oley :)
--
Sevgili arkadasim,

Interneti sormussun... Evimize internet tam olarak 14 Eylül Pazar günü gelecek. Yani o gün amcalar gelecek, büyük ihtimal aynı anda internet de gelir. Su an Starbucks'tayız :) yanımda 3 tane AIESEC'li toplantı yapıyor. Resmen internet bulmak için ordan oraya koşuyorum :)

Aktarma olayı şu şekilde gelişti: Bizim uçak İstanbul'dan 1,5 saat geç kalktı. Biliyorsun benim de Chicago'da transit için 95 dakikam vardı. Ama nasıl olduysa THY'nin pilot amcası havada biraz gaza bastı anlaşılan ve biz sadece yarım saat geç kaldık (1,5 saat geç kalmamıza rağmen). Ama o bir saat Chicago'da hiç bir işime yaramadı, çünkü orda pasaport kontrolünden geçiyorsun, sonra valizini alıyorsun, kendin elinle gümrükten geçiriyorsun. Ondan sonra yeniden check in yapıyorsun. Tabii ki benim sadece bunları yapmam 2 saati buldu ve uçağımı kaçırdım. Benim Chicago-Ottawa biletim American Airlines'tandı, oradaki teyze "Bizim bugün Ottawa uçağımız yok" dedi. Ben de "Nası ya?" dedim. Sonra kadın durdu durdu... Bana boarding pass'a benzer bir şey verdi. Sonra sordum ve ortaya cikti ki kadin bana United Airlines için vermiş onu. Eğer bilet varsa beni alabiliyorlarmış. United Airlines kontuarına gittim. Bu arada Chicago havaalanı çok büyük, 5-6 tane terminali var ve birinden diğerine trenle gidiyorsun! İşin kötüsü trene valiz arabasını sokamıyorsun o yüzden o iki dev valizi taşımak zorunda kaldım bazı yerlerde.. Neyse vardım United Airlines'a, Meksikalıya benzer bir amcanın sırasına girdim. Sonra sıra bana gelince benim valizlerin bu havayoluna göre BAYAĞI bir ağır olduğu ortaya çıktı :) Birazcik ABD Dolari vermek zorunda kaldım bu yüzden.. Ama kendime yer bulabildim en azından! Gene şanslı sayılırım çünkü küçük bir uçaktı Chicago-Ottawa uçağım ve sanırım yalnızca 1 boş yer vardı (o boş koltuk da benim yanımdaydı :) ). Uçağa yetişebildim yani sonunda, ama beklenenden 3-4 saat geç gitmiş oldum. Allah'tan beni Ottawa'dan alacak arkadaşa durumu anlatan bir mesaj atmayı akıl edebilmiştim Chicago'da. Elimde kalan 7 kontör de burada işe yaramış oldu. Ottawa'ya indiğimde oranın saatine göre saat 11-12 gibiydi.

Pasaport kontrolünü beklerken telefonum çaldı, açtım. 10 sn boyunca konuşmaya çalıştım biriyle, hiçbir ses duymadım. Sonra bir baktım -16 kontörüm kalmış (Yani şu an Turkcell'e borçlu sayılırım :)) Bu da demek oluyordu ki, eger arkadaslar gelmediyse/beklemediyse, havaalaninda kalakalacaktim. Pasaport kontrolünden geçtim, hemen ardından orada bir ofisten çalışma iznimi aldım. Valizimi beklemeye başladım. Bir tanesi geldi, diğer gelmedi! Bekliyorum bekliyorum, gelmiyor!... Sonra anons geldi: "Chicago uçağından gelen bütün valizler çıkmıştır. Eğer valiziniz gelmediyse lütfen kayıp valiz masasına gelin." Gittim. Uzun bir form doldurdum. Verdim formu. "Kısmet buymuş, çıkar bir yerden" dedim. Sonra tam çıkıyordum, uzakta bir yerlerde büyükçe bir yazı gördüm: "Ağır Bagajlar" gibi bir şey. Altında siyah bir şey var. Gittim, bir baktım benim valiz! :) Hemen attım valiz arabasına :) Sonra gidip kayıp valiz masasına durumu anlattım ve "Acaba beni beklemiş midir arkadaş? Ya gittiyse gelmediyse?" vs diye düşüne düşüne çıktım havaalanından. 3 kişi birden beni karşıladı! Ellerinde kocaman bir kartona yazmışlar: "WELCOME TO CANADA YUNUS!" :))))))))

Havaalanı maceram bu şekildeydi işte sevgili arkadasim.

Saat olayini da sormussun. Saat farkı olarak direk burayı GMT -5:00 olarak düşünebilirsin, yani aramızda 7 saat var (ben daha gerideyim). Kısacası, sizin için orada akşam saat 17:00 iken burada saat 10:00 oluyor.

Kendine iyi bak arkadasim,

Yunus

3 Eylül 2008 Çarşamba

Ise basladim! (ama hala internetim ve telefonum yok)

Sevgili yakinlarim :)

Yeni evime tasindim. Bugun isin ilk gunuydu ve her sey harikaydi!
Internet imkanim bu aralar sinirli. Eve internetin baglanmasi 10 gunu bulabiliyormus...

Kimse meraklanmasin, burada hayat super :)

Herkese selam!