21 Kasım 2008 Cuma

Photos from Toronto'dan Fotoğraflar

Toronto fotoğrafları Facebook'a taze yüklenmiştir.

Aslında yazmak da istiyordum ama bu aralar işler yoğunlaştı. İlerleyen günlerde de büyük ihtimal motivasyonumu yitireceğim için çok geç olmadan fotoğrafları yükleyeyim dedim.

Yani yazının garantisi yok ama, fotoğraflar için lütfen Facebook profilimi ziyaret edin ya da şöyle buyrun.

---

Photos of my trip to Toronto have been freshly uploaded.

I wanted to post an entry as well, but my work schedule turned out to be quite packed nowadays. Since I will most probably lose my motivation to write in the coming days, I wanted to upload the pictures right away.

So there is no guarantee for a post, but for the photos please visit my Facebook profile or follow me this way.

14 Kasım 2008 Cuma

Toronto

Bu hafta sonu Toronto'da olacağım. Ne kadar internet erişimim olur bilmiyorum, o yüzden bana ulaşamazsanız şaşırmayın :)

Sevgiler :)

----

I'll be in Toronto this weekend. I don't know if I will have internet access, so don't worry if you can't reach me :)

Take care :)

12 Kasım 2008 Çarşamba

What Remembrance Day in Canada made me think / Kanada'da Anma Günü'nün getirdikleri

I still know a little about Canadian history. I know, though, that yesterday (November 11th) was Remembrance Day in Canada.

Let's see what the Sunday Telegraph (thanks for the link, Emily) wrote about Canadian martyrs and this country's role in the international area, back in April 2002:
LONDON - Until the deaths last week of four Canadian soldiers accidentally killed by a U.S. warplane in Afghanistan, probably almost no one outside their home country had been aware that Canadian troops were deployed in the region. And as always, Canada will now bury its dead, just as the rest of the world as always will forget its sacrifice, just as it always forgets nearly everything Canada ever does.
Reading this paragraph over and over again gives me a complex mixture of feelings.
First of all, it disturbs me. Canada, such an idealistic country that almost dedicates itself to have the highest living standards in the world, makes such big sacrifices.

Then it makes me think of my own country -Does the world know the sacrifices that my ancestors made to defense their own country? What about all our martyrs of the southeastern borders area that have fought against terrorists!? What about our soldiers we lost in NATO forces in Korea?

Well, these two countries might not be known around the world, but tell me, which country is known anyway? In his book Confessions of an Economic Hit Man, John Perkins writes about how he pulled the trigger against the economies of different countries around the world, those of which are mostly from Latin America.

There are so many things going on in this world, yet we know so little of them.
Or maybe we know the ones that are shown to us, the ones that we see. What is the picture you think of when you hear about "the terrorist attacks?". When I hear it in English, I think of 9/11.
The world knows what the USA shows it, and the USA shows the world what matters to itself. And that makes sense. Any entity with such powers would do the same.

I got into so deep thoughts while writing this post... I start to feel confused.

As Turkish people, we love talking about how the rest of the world make plans about our country (then we subconsciously blame others for still not being able to move from an "emerging market/developing country" level to a "developed country" level). I think with Canada, the situation is just the opposite. They take such a big part in shaping the world's history, but still (rightfully) they complain that nobody cares.
On the other hand, it looks like it's not that only Canada is ignored. Pretty much, no other country outside the US (except China nowadays, which has its own HUGE problems) is given that much of an attention. (And considering that US is around for only the last couple of centuries, [sorry friends from US, but] I really question how much they deserve it. My questioning wouldn't change much, though. Apparently it deserves this so that it's residents live in such a wealth.)

I don't know how to finish this post. I didn't have a point in mind when I started writing it. But it gave me a good food for thought. Oh, I remember, I had one actually: that the world is not a perfect place, and it's not always just. That's why we, as responsible world citizents (and yes, you are included as you kept reading such a [probably] boring post [for many people] until here) should strive to make a change in the world.

-------------------------------------------

Kanada tarihi hakkında hala çok az bilgim var. Gene de, dünün (11 Kasım) Kanada’da Anma Günü (Remembrance Day -üzgünüm bu konuyla ilgili düzgün Türkçe yazı bulamadım internette, tam Türkçe karşılığının da “Anma Günü” olduğundan emin değilim -ç.n.) olduğunu biliyorum.

Bakalım Sunday Telegraph (Bağlantı için arkadaşım Emily'ye teşekkür ediyorum) Kanadalı şehitler ve bu ülkenin uluslararası alandaki rolü ile ilgili, 2002 Nisanı'nda neler yazmış:

LONDRA - Geçen hafta Afganistan’da 4 Kanadalı askerin bir Amerikan savaş uçağı tarafından yanlışlıkla öldürülmesinden sonra, muhtemelen şehitlerin kendi ülkelerinin dışındaki kimse bu bölgede Kanada askerlerinin varlığından haberdar değildi. Ve her zaman olduğu gibi, Kanada şimdi ölülerini gömecek; aynı her seferinde bütün dünyanın Kanada’nın yaptığı fedakarlığı unuttuğu gibi, aynı bütün dünyanın onun yaptığı hemen her şeyi her zaman unuttuğu gibi...

Bu paragrafı tekrar tekrar okumak, karmaşık duygular hissetmeme neden oluyor.

Her şeyden önce, beni rahatsız ediyor. Kanada gibi, neredeyse kendini dünyanın en yüksek yaşam standartlarına sahip olan ülke olmaya adayacak denli idealist bir ülke, bu kadar büyük fedakarlıklar yapıyor.

Sonra kendi ülkemi düşündürtüyor bana. Dünya benim atalarımın kendi vatanlarını savunmak için katlandığı fedakarlıkları biliyor mu? Peki ya güneydoğu sınırımızda teröristlere karşı verdiğimiz bütün o şehitlerimizi!? Ya Kore’de NATO birliklerinin içinde kaybettiğimiz askerlerimizi?

Tamam, Türkiye ve Kanada dünyada yeterince bilinmiyor olabilir, peki bana söyler misiniz, hangi ülke biliniyor ki? John Perkins, Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları adlı kitabında, başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinin ekonomilerine karşı tetiği nasıl çektiğini anlatıyor.

Biz çok azını biliyor olmamıza rağmen, dünyada dönen o kadar çok şey var ki.

Ya da belki de biz sadece bize gösterileni biliyoruz, yani gördüklerimizi. “Terörist saldırılar” deyince aklınıza hangi resim geliyor? Bu kalıbı İngilizce duyduğum zaman, benim aklıma doğrudan 11 Eylül saldırılarının resmi geliyor. (Türkçe duyunca, ülkemizde de ne yazık ki terör olması ile alakalı olacak, patlayan bombalar geliyor ilk başta -ç.n.). Dünya, Amerika kendisine ne gösterirse onu biliyor; Amerika da dünyaya sadece kendisi için önemli şeyleri gösteriyor. Aslında bu da mantıklı. O kadar güce sahip olan her kurum aynı şeyi yapardı herhalde.

Bu yazıyı yazarken o kadar derin düşüncelere daldım ki... Kafam karışmaya başladı.

Biz Türkler, dünyanın geri kalanının bizim hakkımızda nasıl planlar yaptığından bahsetmeye bayılırız (böylece bilinçaltımızdan “büyüyen pazar/gelişmekte olan ülke” konumundan “gelişmiş ülke” seviyesine gelemeyişimizin suçunu başkalarına atmış oluruz). Sanıyorum Kanada’da durum tam tersine dönmüş. Dünya tarihinde bu kadar büyük yer almış olmalarına rağmen, hala (haklı olarak) kimsenin kendilerini kale almadığından şikayetçi oluyorlar.

Öte yandan, görünüşe göre tek göz ardı edilen Kanada değil. Aslında dünyada (bugünlerde, kendine özgü DEV sorunları olan Çin dışında) Amerika haricinde hiçbir ülkeye o kadar da bir önem verildiği yok. (Ki ABD’nin sadece son birkaç yüzyıldır ortalarda olduğunu düşünürsek [Amerikalı arkadaşlarımdan özür diliyorum ama,] ülke olarak gerçekten bunu ne kadar hak ettiğini sorguluyorum. Gene de benim sorgulamam çok bir şey değiştirmiyor. Anlaşılan hak ediyor olmalılar ki, ülkenin sakinleri bu kadar zenginlik içinde yaşıyor.)

Bu yazıyı nasıl bitireceğimi bilmiyorum. Yazmaya başlarken kafamda çok bir şey yoktu. Ama düşünmek için güzel bir malzeme oluşturdu. A hatırladım, şey vardı: Dünya kusursuz bir yer değil, ve her zaman adil de değil. Bu yüzden bizim, sorumlu dünya vatandaşları olarak (evet,bir çok insan için muhtemelen bu kadar sıkıcı sayılabilecek bir yazıyı buraya kadar okuduğunuz için, siz de bu sınıfın içine giriyorsunuz) dünyada bir fark yaratmak için sürekli bir uğraşı içinde olmamız gerekiyor.


7 Kasım 2008 Cuma

Sıradan bir mucize / An ordinary miracle

İnsan evinden ne kadar uzaklaşırsa, kendisine o denli yakınlaşıyor.
Kendisine yaklaştıkça, hayat da ona yaklaşıyor.
The further you get away from home, the closer you get to your own self.
As you get closer to yourself, so does life.



It’s not that unusual
O kadar da sıradışı değil
When everything is beautiful.
Her şey bu kadar güzelken.
It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.

The sky knows when its time to snow,
Kar ne zaman yağacığını bilir,
Don’t need to teach a seed to grow.
Tohuma büyümeyi öğretmek gereksiz
It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.

Life is like a gift they say
Hayat hediye gibi, derler
Wrapped up for you everyday;
Her gün senin için sarılmış;
Open up and find a way
Aç ve kendine bir yol bul
To give some of your own.
Başkalarına da verebilmek için

Isn’t it remarkable?
Bu olağanüstü değil mi?
Like every time a rain drop falls,
Her yağmur damlasının düşüşü gibi,
It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.

Birds in winter have their fling
Kışın gençlik çılgınlıklarını yapar kuşlar
But always make it home by spring.
Gene de bahara evi bulurlar.
It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.

When you wake up everyday
Her sabah uyandığında
Please don’t throw your dreams away;
Lütfen düşlerini kenara atma;
Hold them close to your heart
Kalbine yakın tut onları
Cause we’re all a part
Çünkü hepimiz parçalarıyız
Of the ordinary miracle.
Sıradan mucizenin.
Ordinary miracle
Sıradan mucizenin

Do you want to see a miracle?
Bir mucize görmek ister misin?

It seems so exceptional
Çok istisnai gibi
That things just work out after all.
Her şeyin bir şekilde yürümesi
It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.

Sun comes up and shines so bright
Güneş çıkar ve parıldar
And disappears again at night.
Ve gece yeniden kaybolur
It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.

It’s just another ordinary miracle today.
Bugün, sadece başka bir sıradan mucize.


Sarah McLachlan

4 Kasım 2008 Salı

Ottawa'da Ekim Sonu



Sevgili arkadaşım,

Mailine ancak cevap verebiliyorum, cunku daha ofise yeni geldim bugun. Bu sabah Ottawa Sehir Binasi'nda (City Hall :) ) Turk Bayragi cekildi, Vali ve Turk Baskonsolosunun katilimiyla bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayrami kutlamasi yaptik :) Dun gece baslayan kar firtinasinin etkileri hala surmesine ragmen, bence
 gayet basarili bir etkinlik oldu; yaklasik 30 kisi katildi...

 Dun de AIESEC Carleton subesinin bir "Wine and Cheese" etkinligi vardi. Bildigin kokteyl iste, onlar "Sarap ve Peynir" diyorlar adina :P Alumniler, firma yetkilileri, uyeler, stajyerler... he
pimiz bir araya gelme firsati bulduk. Cok guzel bir etkinlikti, bircok insanla tanistim. 
Bir de benden kucuk bir konusma yapmami istediler. Neredeyse
 
hic hazirlik yapma firsatim olmadan, sonrasinda takdir toplayacak seviyede bir konusma yapabildim. Insanlar duygusal oldugunu soylediler konusmamin :) Ne yapayim, isin icine AIESEC girince biliosun beni :)
 
Fotograf makinemi goturmeyi unuttum ama alacğım insallah arkadaslardan, bir yerlere yuklemeyi umuyorum :)

3 Kasım 2008 Pazartesi

29 Ekim'deki bilinç akışımın zihin haritası


Bir süredir yazmıyordum.

İnternette sansürden o kadar bahsettikten sonra Türkiye'de Blogspot.com'un (yani neredeyse bireysel blogların tamamının) kapatıldığı haberi canımı burada gerçekten çok sıktı. Neyse bu konuyu daha fazla konuşmak istemiyor ve sizi 29 Ekim Cumhuriyet Bayarmımızda yarattığım enteresan bir çevirimdışı blog gönderisi ile başbaşa bırakmak istiyorum.

Görmek için yukarıdaki resme tıklayabilirsiniz.

Şimdi bu çok okunaklı olmayabilir, o yüzden PDF versiyonu için şöyle buyrun.